Mart 2020-Nisan 2021 dolu dolu 14 ay… Dile kolay… bir küçük virüsün koca bir faciaya dönüşmesinin üstünden geçen 14 koca ay… Sayılarla ifade edilemeyecek kadar acı kayıplar, büyük korkular ve bambaşka bir hayat düzeni ile geçen endişe dolu günler…

Distopik kitap ya da filmlere bile taş çıkartıyor yaşadıklarımız. Peçeli kadınlara üzülürken, her birimiz maskelerin altına hapsetmek zorunda kaldık yüzlerimizi… Bir değil iki maske, hatta siperlikle çıkıyoruz dışarıya. Gülmeye, gezmeye, dokunmaya, buluşmaya hasret kaldık. Birlikte yapılan her eylemin ne kadar kıymetli olduğunu, günlük rutinlerimizin değerini daha iyi anlıyor ve özlemle bekliyoruz yine yeniden o günlere dönebilmeyi…

Her şeyin bir sonu var, bitecek elbet ve bizi ne bekliyor, kafamızdaki hangi senaryo gerçek, onunla yüzleşeceğiz. Şu anda önemli olan sağlıklı kalmak, kurallara uymak ve sabırla beklemek…

Hayat bu denli biteviye akarken, kaygılarımızın bizi esir almasına izin vermeli miyiz? Yoksa kendimize bir çıkış noktası bulabilir miyiz? İşte temel mesele bu? En azından bu konuda tercih yapma hakkına sahibiz… Ben de bu tercih hakkını kullanmak isteyenlerdenim…

Bu vesile ile size bir kuş masalı anlatayım ister misiniz? Minicik, acemi bir kuş, açık bulduğu pencereden boş bir evin içine girmiş, çaresizse uçmuş ama çıkış yolunu bir türlü bulamamış. Korkmaya başlamış, gücü de tükenmiş bu esnada. Duyduğu bir sesle zaten korkuyla çarpan kalbi iyice yorulmuş ve daracık bir boşluğa atıvermiş kendini. Gelenler ev sahipleri imiş, zavallı kuşu kurtarmaya çalışmışlar ama ne kadar uğraşsalar da onu sıkıştığı bu girdaptan çıkaramamışlar. Kuş öylesine hareketsizmiş ki, yaşamını yitirdiğini düşünmüşler, bırakıp gitmişler mecburen. Kuş, gece ev sahibi annenin rüyasına girmiş, çaresizce duvarlara vuruyormuş kendini. Sabah erkenden koşarak eve gitmiş anne. Henüz yaşamaya başlamadıkları bu evde, onu bekleyen kötü bir sürpriz olduğunu düşünerek usulca açmış kapıyı. Duvarlara çarpan bir şey yokmuş neyse ki, ama cılız bir kanat görmüş o daracık boşluğun kenarından sarkan. Artık yaşamadığına iyice emin olduğu zavallı miniği buradan çıkarmak ve hiç değilse cansız bedenini huzura kavuşturmak istemiş. Biraz zorlayarak ve de zorlanarak ufak bir aralık bulmuş ve zavallı kuşu çıkarmış ümitsizce. Ama bir mucize olmuş ve kuş minik kanatlarını çırparak hayatta olduğunun müjdesini vermiş anneye… Sonra açık camdan süzülerek uçup gitmiş. Bir süre bakmış ardından anne, çocuklarının kendi kanatları ile uçmasını nasıl keyifle izlediyse, aynı mutlulukla bu minik kuşun da özgürlüğe uçmasını izlemiş huzurla…

Yaşamdan Süzdüklerim Blog yazıları

Bu masalı size neden anlattığımı merak ediyorsunuzdur. Biraz kendimi anlatmak çokça da teşekkür etmek için anlattım aslında.
Dedim ya bir tercih yapacaktım ve ben de bu süreçte hayata tutunabilmek için “B” şıkkını seçtim… Kendime bir çıkış noktası bulmaya çalıştım… Keyif aldığım tüm uğraşlarımı canlı tutmaya, sevdiklerimle paylaşmaya karar verdim. Ne mi yaptım? Çok sevdiğim seyahatlerimi yapamadım maalesef ama onun yerine doğa yürüyüşleri yaptım, birkaç minik kaçamak da yapmadım değil tabi, gezi programlarını izledim, bolca okuyup, okuduklarımı paylaştım mesela. Kitap üzerine, şiir üzerine, şarap üzerine canlı sohbetler yaptım benim gibi hissedenlerle, örgü ördüm, yemek yaptım, yazı yazdım, yoga yaptım, filmler izledim ve istedim ki fiziken değilse bile ruhen hep benimle olun.

Böylece belli bir birikim sağladım, zaten geçmişte yaptığım çalışmalarım da vardı. Bunları bir düzene sokmaya çalıştım kendimce, acemice kanat çırparak, kendimi ifade edebilecek alanlar aramaya başladım. Bir şeyler yapmaya gayret ettim ama sistemli ve derli toplu, üstelik de daha çok kişiye ulaşabilecek bir alan yaratamadım. Ne yapabilirim diye epeyce bir çırpındım ama gerek teknik bilgim gerekse motivasyonum buna uygun değildi. Yardım istedim dostlarımdan ve işte o noktada sevgili Gülru Erdier tuttu elimden. ” Pavos Dijital olarak biz bunu keyifle yaparız” dedi. Özverili ve titiz bir çalışmayla, hem tüm acemi sorularıma sabırla yanıt vererek, hem de beni fazlası ile cesaretlendirerek harika bir Blog sayfası hazırladı. Elegan, samimi ve beni yansıtan çok güzel bir çalışma oldu. Birinin sizi anlaması, duygularınıza hitap etmesi çok kolay değildir. Amatör bir ruh ve profesyonel bir bakış açısı ancak bunu başarabilir… Minnet doluyum. Kendimi ifade edecek ve hayatı paylaşacak böyle bir platforma sahip olduğum için sevinç duyuyorum. Bin teşekkür Gülru, bin teşekkür Pavos Dijital

Acemi, ürkek ama hevesli bir merak benimki. Keyif aldığım her konuda gerek yazılarımı gerekse sohbetlerimi paylaşmak ve tabiri caizse özgürce kanat çırpmak istiyorum. Bu bir yolculuk ve ben yolda olmanın varıştan daha önemli olduğunu düşünürüm her zaman. Bu yolculuğuma eşlik etmek, hayatı benimle paylaşmak isterseniz, “yaşamdan süzdüklerim” hepimiz için keyifli bir buluşma noktası olacaktır diye umuyorum… Hayatıma da yeni sayfama da hoş geldiniz dostlarım…

11 Yorum “Merhaba…”

  1. Hamide Kayabey

    Müge’cim hayırlı olsun. Keyifle paylaşımlarını okuyorum
    Yüreğine kalemine sağlık

    1. Çok teşekkür ederim, senden bu güzel sözleri duymak mutluluk verici. Güzel kitaplarınla seni de konuk etmek isterim. Çok sevgiler,

  2. Canım Mügem, hayırlı olsun. Henüz tam incelemedim. Ama her satırı keyifle okuyacağımdam eminim.

    1. Hatice sağlam

      Harikasin muge… öyle güzel başlamış sin ki . Heyecanla diğer yazılara geçiyorum . ..

    2. Sizinle çalışmak benim için de çok keyifliydi. Profesyonel yaklaşımınız ve yönlendirmeniz yoluma ışık oldu. Birlikte nice güzel çalşmalara…

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir